Topluluk karşısında konuşma korkusu sebebiyle çoğu insanın duygusal ve bedensel tepkiler verdiği hepimizin malumu. Mesela sunum yapacağınız sahnede sizi koruyacağını düşündüğünüz masa ya da kürsü yoksa, “elimi kolumu vereye koyacağım” telaşı başlar. Önce şunu aklımızdan çıkarmamamız gerekiyor: “Ben hem aktaracağım bilgiyle hem de görsel iletişimim ile bu insanların önündeyim.” Anlattığınız konunun içeriği ne kadar dolu […]
Konuşurken dinlenen, spotlar yanmadan kendi ışığıyla ortalığı aydınlatan, hayranlıkla izlenen, sunumların, sahnelerin, radyoların aranılan sesi olmak birçoğumuzun hayali. Öğretmenler, spikerler, avukatlar, doktorlar, psikologlar, siyasetçiler… Evde çocuğumuz, okulda öğrencimiz, muayenehanede hastamız, takside müşterimiz, televizyonda izleyenimiz, radyoda dinleyenimiz, seçim alanlarında seçmenimiz bizi dinliyor, izliyor, anlamaya çalışıyor… Gerçekten bilgimizi, fikrimizi onların anlayacağı şekilde anlatabiliyor muyuz? Hepimiz hemen hemen […]
İletişim koşullarından biridir sesimizin işitilmesini sağlamak. Bazı kişilerin sesleri öyle minik çıkar ki dinleyiciler duymakta zorlanır ve bir süre sonra da ya dinliyormuş gibi yaparlar ya da konudan kopar giderler. Yaratılan her şey kusursuz. Ancak mucizenin içinde de ayrı ayrı mucizeler var. Diyafram! Belki bilmediğimiz, bilenlerinse çokça aklına gelmeyen kasımız. Topluluk önünde konuşurken düşük çıkan […]